27 Haziran 2012 Çarşamba

1006

Kaybedilen onca insana,hevese,ideallere ve atılan tüm çığlıklara,tekmelere ve içinden bile konuşmadığın sessizliğin bastırdığı saatlere,mikrafonlardan çıkan tüm cümlelerin ve sirenlerin bile yok olduğu uzay boşluğuna karışıp emilen yüzlerce kahkahana,takılan tüm onur madalyalarına ve defalarca tutulduğun taşlara rağmen orda durup kendisini hatırlatan bir umutsuzluk.Sonu süprizli,adaletli ve mantıklı biten romanlar,filmler,resimler,hayatlar -ölümden sonraki yaşam onurlu bir yaşamın ödüllendirilmesi; kafanın alıştığı bu şeylerin gerçekler olmadığını insanlığın hayatın gerçekliği karşısında çırpınışlarının eserleri olduğunu bilen şey.Gerçeklerin ve özgürlüğün kovalanacak birşey değil içinde zaten orada duran  birşey olduğunu anlamadılar.Mantıklı bir son yok,umut yok.